1- ÖĞRENCİ
Bu siz oluyorsunuz. Belki artık öğrenci statüsünde değilsinizdir ama hala matematik yapamıyorsunuz. Şöyle dönüp ilkokul sıralarına gittiğiniz de aslında o zamanlarda matematik yapabildiğinizin farkına varacaksınız. Zamanla değişen dersi algılama kapasiteniz değil, ilginiz hatta ilgisizliğiniz ve gerekli özeni göstermemeniz. Elbette ilk okul sıralarında bunun farkına varamazsınız ama artık matematik öğrenmeye karar verdiniz ve ne yapmak istediğinizi biliyorsunuz. Kararlılıkla ilerleyin ama bilin diye söylüyorum " Hiçbir zafere çiçekli yoldan gidilmez."(La Fontaine)
Bu siz oluyorsunuz. Belki artık öğrenci statüsünde değilsinizdir ama hala matematik yapamıyorsunuz. Şöyle dönüp ilkokul sıralarına gittiğiniz de aslında o zamanlarda matematik yapabildiğinizin farkına varacaksınız. Zamanla değişen dersi algılama kapasiteniz değil, ilginiz hatta ilgisizliğiniz ve gerekli özeni göstermemeniz. Elbette ilk okul sıralarında bunun farkına varamazsınız ama artık matematik öğrenmeye karar verdiniz ve ne yapmak istediğinizi biliyorsunuz. Kararlılıkla ilerleyin ama bilin diye söylüyorum " Hiçbir zafere çiçekli yoldan gidilmez."(La Fontaine)
2- ÖĞRETMEN
Hepimiz o mükemmel öğretmene denk gelecek kadar şanslı değiliz ve ben o şansız insanlardan biriyim. Matematiği kafanıza vura vura öğretmeye çalışan öğretmenler sizi matematikten soğutmuş olabilir veya matematik dersini sizin için anlaşılmaz kılmış ve yahut da matematiği öğretme lütfunda bulunmamış olabilir. Bu yüzden eğer bir yardım almanız gerekiyorsa bunu çok iyi bir öğretmen yardımıyla yapmalısınız. Tek başıma yapamaz mıyım dediğinizi duyar gibiyim; elbette yapabilirsiniz ama unutmayın; Matematikte her şeyden önce sabır gerekir (Cahit Arf),
3- MOTİVASYON
Kendinize inanmalısınız. Güne her başladığınızda umudunuzun kırılmasına izin vermeyin kendinizi başaracağınıza ikna edin. Düşük motivasyon ile öğrenme kabiliyetinizin düştüğünü unutmayın. Yapamadığınız soruların üzerine gidin onların sizi yenmesine izin vermeyin.
4- HEDEF BELİRLEYİN
Tam şimdi belki başarabilecek durumda değilsiniz ama geleceği bilemezsiniz. Önce kendinize hedefinizi açık açık söyleyin. Nasıl yapacağınızı gün gün programlı bir şekilde belirleyin ve ona uymanızı zorlaştıracak elektronik alet, internet ve gerekirse arkadaşlıklardan bile vazgeçin. İnanın bana zaten sizin iyiliğinizi istemeyen bir arkadaşlık zaten arkadaşlık değildir. Bu size arkadaşlarınızı da gözden geçirmenize yardım edecek. Her geçen gün arkanıza baktığınızda ne kadar çok ilerlediğinizi ve artık merdivenin ucundaki ışığa ne kadar yaklaştığınızı görme fırsatı verecek. Fırsatlar insanın karşısına çok kez çıkmaz, yakaladıysanız yakasından tutun ve bırakmayın.
5- DÜZENLİ VE PROGRAMLI ÇALIŞIN
Bugün çalışman aman yarın çalışmayayım ne olacak demeyin! Neler olur bilemezsiniz. Zamanınızı iyi kullanın, kendinize uygun ortamı yaratabileceğiniz gibi çalışmak isteyen için her an müsaittir.
Benden bu kadar biraz da uzmanlar konuşsun;
2003 yılında 46 ülkedeki, 4. ve 8. sınıf öğrencilerinin matematikteki başarısını standart testlerle ölçen uluslararası bir araştırma, çocukların başarı ortalamasının %50’ nin altında olduğunu göstermiştir. (Anlayacağınız sadece ülkemizde değil bir çok ülkede matematik öğrenmek bir sorun. )
‘Matematik’ bir düşünme yoludur ki bu problem durumlarının ve ilgili bilgilerin akılda simgelenmesidir (mental representation). Yazılı semboller kullanılabilir (hatta manipulatif materyallerle gerçek simgeler kullanılabilir), fakat işin esası öğrencinin aklında neler gerçekleştiğidir. Akıl simgelerinin oluşturulmasına kelimeler yardımcı olabilir, ama bu demek değildir ki bu simgelerin kendileri kelimelerden oluşsun.
‘Matematiği öğretmek’ öğrencilerin temel yapı taşlarından oluşan dağarcıklarını kendilerinin geliştirmesine mihmandarlık ve kılavuzluk yapmak ve öğrencilerin akıl simgelerini oluşturup kullanma kabiliyetlerini geliştirmeye yardımcı olmak meselesidir. Sıklıkla, problem üzerinde çalışırlarken, öğrencilerden sesli düşünmeleri istenir, böylece problem hakkında neler düşündüklerini ve nedenlerini (ellerinden geldiğince) anlamamıza yardımcı olurlar. Gerçekten, öğrencilerimize matematiği sembollerin kâğıt üzerinde nasıl oynatılacağını öğretiyorduk. Bunun için, onlara oyunun kurallarını üzerine basa basa tahtaya yazıp, sözle ifade ediyorduk. Bu kuralları ezberleyip tekrarlamaları için onlara alıştırma kâğıtları hazırlıyorduk. Bunlar, genelde gerçek hayattan kopuk, amacı sadece sembol manipülasyonunun kurallarını vurgulayan sorulardan oluşuyordu. Bunun sebebi öğrencilerimizi her an bekleyen seçme sınavlarına hazırlamak olabilir. Bu sınavlar zamana karşı yapıldığından, çocuklarımıza kuralları en kolay nasıl ezberleyip ve en kolay nasıl geri çağrılacağını öğretmek zorunda kalmış olabiliriz.
BOZ, Nihat, Necatibey Eğitim Fakültesi Elektronik Fen ve Matematik Eğitimi Dergisi, Cilt 2, Sayı 2, Aralık 2008
Emine AFŞİN
Benden bu kadar biraz da uzmanlar konuşsun;
2003 yılında 46 ülkedeki, 4. ve 8. sınıf öğrencilerinin matematikteki başarısını standart testlerle ölçen uluslararası bir araştırma, çocukların başarı ortalamasının %50’ nin altında olduğunu göstermiştir. (Anlayacağınız sadece ülkemizde değil bir çok ülkede matematik öğrenmek bir sorun. )
‘Matematik’ bir düşünme yoludur ki bu problem durumlarının ve ilgili bilgilerin akılda simgelenmesidir (mental representation). Yazılı semboller kullanılabilir (hatta manipulatif materyallerle gerçek simgeler kullanılabilir), fakat işin esası öğrencinin aklında neler gerçekleştiğidir. Akıl simgelerinin oluşturulmasına kelimeler yardımcı olabilir, ama bu demek değildir ki bu simgelerin kendileri kelimelerden oluşsun.
‘Matematiği öğretmek’ öğrencilerin temel yapı taşlarından oluşan dağarcıklarını kendilerinin geliştirmesine mihmandarlık ve kılavuzluk yapmak ve öğrencilerin akıl simgelerini oluşturup kullanma kabiliyetlerini geliştirmeye yardımcı olmak meselesidir. Sıklıkla, problem üzerinde çalışırlarken, öğrencilerden sesli düşünmeleri istenir, böylece problem hakkında neler düşündüklerini ve nedenlerini (ellerinden geldiğince) anlamamıza yardımcı olurlar. Gerçekten, öğrencilerimize matematiği sembollerin kâğıt üzerinde nasıl oynatılacağını öğretiyorduk. Bunun için, onlara oyunun kurallarını üzerine basa basa tahtaya yazıp, sözle ifade ediyorduk. Bu kuralları ezberleyip tekrarlamaları için onlara alıştırma kâğıtları hazırlıyorduk. Bunlar, genelde gerçek hayattan kopuk, amacı sadece sembol manipülasyonunun kurallarını vurgulayan sorulardan oluşuyordu. Bunun sebebi öğrencilerimizi her an bekleyen seçme sınavlarına hazırlamak olabilir. Bu sınavlar zamana karşı yapıldığından, çocuklarımıza kuralları en kolay nasıl ezberleyip ve en kolay nasıl geri çağrılacağını öğretmek zorunda kalmış olabiliriz.
BOZ, Nihat, Necatibey Eğitim Fakültesi Elektronik Fen ve Matematik Eğitimi Dergisi, Cilt 2, Sayı 2, Aralık 2008
Emine AFŞİN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder